27 Mayıs 2015 Çarşamba

Bir Ayrılık Acısı Çekkk... Oh Yarasın Evladım!

Hava yağmurluysa,  evdeysen, odanda yalnızsan üstelik kaçamazsın hüzünden. Boş tavana bakarsın o sana bakar. Çok şey söylersiniz birbirinize  sadece ikinizin duyabileceği aşırı sessiz bir ses tonuyla. Telefonu alırsın, bırakırsın. Alırsın, bırakırsın. Tekrarlarsın bunu farketmeden kimbilir kaç kez. Seni bu hüzün derinliğinden çıkaracak bir şey ararsın telefonda. Bulamazsın hiç bir şey. Paylaşılmış bir şiir ya da bir söz yalnız olmadığını gösterir sadece. Onlarda geçmiştir bu tarz bir süreçten. Bütün şarkılar, bütün sözler, bütün şiirler anlatır gibi olur senin halini de yine de anlatamaz. Büyür, büyür kocaman olur hüznün. Ağlamak azıcık nefes aldırır sonra. Küfür edersin, neye kime ettiğini bilmeden. Hafif o da iyi gelir. Bunlar ağrılarını azaltmak için verilen ilaç gibidir. Ağrını azaltır ama hastalığını iyi etmez. Ömrün boyunca hastasın artık. "Geçmiş olsun" der iç sesin. 
Hesap soracak kimse de yok ki karşında sorsan. Ya da çözsen sorunları. Paylaşılmış bir yazıda olduğu gibi samimice desen ki mesela;
"Ulan gel bugün bütün ayrılıkların ecdadını s....."

Neyse yahu bunu yaşayan bilir. Burada Turgut babaya vereyim sözü:

"Bir elim sağ cebimde
Bir elim sol cebimde
Bu hüznü sizde bilirsiniz
Anlat deseniz anlatamam
Enine boyuna yaşarım ancak
Bu koku bilmediğim bir koku
Bu gece kayık gecelerden birine benzer
Dört yanım karanlıkta
Büyük rüzgarlarda savrulacağız"
Turgut Uyar



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder